Türkiye’de kadın istihdamı, erkeklerin çok gerisinde kalsa da kadın girişimcilerin sayısında istikrarlı bir artış yaşanıyor. Devlet, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör işbirliğinde sunulan hibe ve kredi destekleri, kadın girişimcileri ticari yaşama kazandırıyor. Fiziksel ofis kurulumlarının binlerce lirayı bulan kabarık maliyetlerini tümüyle ortadan kaldıran sanal ofisler de yarattıkları maliyet tasarrufuyla kadın girişimcilere yol arkadaşlığı yapıyor. İş fikrini aylık cüzi bütçelerle sanal ofis üzerinden hayata geçiren kadın girişimciler, etkili maliyet yönetimiyle işlerini hızla büyütebiliyor. Sanal ofisin resmi iş adresi hizmetiyle vizyoner bir bakış açısı kazanarak genlerindeki özgüven ve cesaretin yol göstericiliğinde ulusaldan globale uzanan yeni başarı hikayelerine imza atabiliyor.
Özgüvenli, rekabetçi, dinamik ve bağımsız bir karaktere sahip olan kadınlar, bu yönleriyle dünya ekonomileri için potansiyel bir güç oluşturuyor. Yapılan akademik araştırmalar, finansal zenginlik elde etmenin, kullanılmayan potansiyeli etkin hale getirerek yeni iş sahaları oluşturmada yolun kadın girişimcileri desteklemekten geçtiğini gösteriyor. Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişte giderek önem kazanan girişimcilik kavramı; yenilik, yaratıcılık ve yönetim faaliyetlerinin tamamlayıcısı olarak kadınların iş hayatında resmi bir kimlik elde etmesini beraberinde getiriyor. Dijital teknolojinin olağanüstü gücü, kadınların girişimci olarak iş hayatında yer edinmelerini destekliyor. İş fikirlerini altın anahtar olarak kullanarak iş hayatının fırsat kapılarını açan kadın girişimciler, destek ve teşviklerden faydalanarak kendi markalarını yaratabiliyor.
İhtiyaca cevap veren iş fikirlerini doğru stratejilerle hayata geçirenler, kısa sürede işlerini büyüterek ulusaldan globale uzanan başarı hikayeleri yaratabiliyor. Kamu, STK ve özel sektör işbirliğinde sunulan hibe ve desteklerle yola çıkıp çeşitli sivil toplum kuruluşlarınca geliştirilen platformları basamak olarak kullanarak geniş kitlelerle buluşabiliyor.
Ülkemizde kadın istihdamı, erkeklerin çok gerisinde kalsa da kadın girişimcilerin sayısında istikrarlı bir artış yaşanıyor. Türkiye’de 2007’de 75 bin olan kadın girişimci sayısının bugün 150 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Kadın girişimciler hibe ve desteklerin yanı sıra dijital teknolojilerin gücünden de faydalanıyor.
Türkiye, kadın iş gücü oranıyla sınıfta kaldı
İlk etapta Türkiye’deki ve dünyadaki kadın iş gücünü rakamlarla ele alalım. TÜİK’in açıkladığı 2021 verilerine göre, ülkemizin 85 milyonluk nüfusunun %49,9’una karşılık gelen 42 milyon 252 bin 172 kişiyi kadınlar oluşturuyor. Güncel veriler, kadınların küresel iş gücünün %45,9’unu oluşturduğuna işaret ediyor. OECD’nin verilerine göre, Türkiye, %29’u bulan kadın iş gücü oranıyla üye ülkeler arasında sonuncu sırada yer alıyor. OECD ülkeleri arasında kadınların iş gücüne katılım oranı ortalama %59’u bulurken, İzlanda %77, Almanya %73 ile açık ara liderliği elinde bulunduruyor. UN Women Türkiye tarafından hazırlanan rapora göre, kadınlar şirketlerin yönetim pozisyonlarının %22'sini, yönetim kurulu kadrolarının %18'ini, üst düzey yönetici kadrolarının ise %11'ini temsil ediyor. Kadın ve erkekler arasındaki ücret farkı ise %15 seviyelerini buluyor. İş fikirlerini hayata geçirmek için gerekli finansal destekleri elde eden girişimci ruhlu kadınlar, kendi işinin patronu olarak çıktıkları yolda çok sayıda kadını da iş hayatına kazandırıyor. Aile bütçelerini çeşitli tasarruf yöntemleriyle yönetme yeteneğine sahip olmaları, iş yaşamında da maliyetleri en uygun şekilde yönetmelerini olanaklı kılıyor.
Kadınların ilham veren karakterleri iş hayatı için altın anahtar
Kadınların girişimci ve ilham veren karakteri, şirketlere yeni anahtarlar kazandırırken, sorumluluk sahibi ve uzlaşmacı tutumları da denge unsuru oluşturuyor. Türkiye’de kadın istihdamının yeterli seviyelere ulaşmaması, cinsiyet eşitsizliğini tetikliyor. Kadın istihdamı oranı, sektörlerin dinamiklerine göre farklılaşabiliyor. Pandemi öncesinin rakamları, Türkiye’de 245 bin teknoloji çalışanının yalnızca %9'unu kadınların oluşturduğunu ortaya koyuyor. Yapılan araştırmalar liderlerinin %30’u kadınlardan oluşan teknoloji şirketlerinin kârlılıklarını %15 artırdıklarını gösteriyor. Reuters’ın araştırmasına göre, dünyadaki gazetecilerin %40'ı, dünyadaki 240 yayının en iyi 180 editörünün %22’si kadınlardan oluşuyor. Pandemi ile olağanüstü büyüyen oyun pazarında da topuklu ayakkabıların sesi oldukça kısık kalıyor. Statista’nın verilerine göre, dünyada kadın oyun geliştiricilerin oranı 2017’den bu yana %21 artsa da 2021’de sadece %30’luk bir azınlık olarak kaldı. Kayıt dışı istihdamın baskın olduğu küresel tekstil sektöründe kadın işgücü %75 seviyesine ulaşsa da kadınlar düşük ücret ve zorlu çalışma şartlarıyla mücadele etmek zorunda kalıyor. Deloitte tarafından yapılan araştırmada çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık ilkelerine odaklanan küresel finans şirketlerinde kadın istihdamının %22’den %24’e yükseldiği görülüyor. 2030’a kadar bu oranın %28'e çıkması, sektörde %9 olan kıdemli yöneticilerin oranının da %14’e yükselmesi bekleniyor. İş hayatının zorlu koşulları kadınları girişimciliğe yönlendiriyor. Şirketlerde yönetici pozisyonuna yükselmek için mücadele etmek yerine, kadın girişimci olarak kariyer hayatlarına yön vermeyi seçenler, edindikleri ticari kimlikle yönetici unvanı kazanıyor. Fiziksel ofis kurulumlarının yüksek maliyetlerini ve 2 bin 500 TL’den başlayan aylık ofis giderlerini ortadan kaldıran sanal ofisler, kadın girişimcilerin başarı yolculuğuna yeni bir açılım getiriyor.
Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık unsurları kadın istihdamını artırıyor
Türkiye’de eğitim ve finans gibi kadınların yoğun olarak çalıştığı sektörlerde bile kadınların üst düzey pozisyona yükselmek için epeyi çaba sarf etmesi gerekiyor. Kadınların lider pozisyonlarını güçlendirmek için uzun vadeli yaklaşımlar benimsemek gerekiyor. İşin bu tarafında hükümetlerin, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyasının işbirliğinde çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık unsurlarının yer aldığı stratejiler geliştirilmesinin önemi hayli büyük. Grant Thornton'un 29 ülkede 5 bine yakın şirketle yaptığı araştırma, pandeminin kadın yöneticiler üzerindeki etkisini çizmek açısından oldukça gerçekçi sonuçlar veriyor. Araştırmaya göre, Türkiye %35’lik kadın yönetici ortalaması ile 29 ülke arasında 12. sırada yer alıyor. Rapora göre pandeminin yarattığı olağanüstü şartlara rağmen, kadın yöneticilerin oranı dünyada 2 puan artarak %31 seviyesine ulaştı. Türkiye, %35 ile global ortalamanın 4 puan üzerinde yer alıyor. Türkiye’de kadın yöneticilerin %44’ü insan kaynakları departmanında üst düzey yönetici, %39’u CFO, %34’ü CEO ve yönetici ortak olarak yer alıyor. İşte tam da bu noktada eşitlik ve katılımcılığı artırmaya yönelik politikaların açtığı fırsat kapıları karşımıza çıkıyor. Bu kapılardan birini açan sanal ofisler, kadın girişimcileri dijital teknolojinin sunduğu hız ve verimliliğin yanı sıra maliyet tasarrufuyla tanıştırıyor.
Küresel cinsiyet farklılığı alarm veriyor
Örneklerde de görüldüğü gibi iş hayatında cinsiyet eşitsizliği dünyada sürerken, kadın istihdamının artırılmasına yönelik sevindirici gelişmeler de yaşanıyor. Ancak daha alınması gereken uzun mesafeler var. Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan 2021 Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre, küresel cinsiyet farkının kapatılması için 135,6 yıl gerekiyor. İki insan ömrüne karşılık gelen bu süre 2020’de 99,5 seviyesindeydi. Bir yılda üzerine eklenen 36 yıl, cinsiyet eşitsizliğinin korkunç bir şekilde ilerlediğini gösteriyor. Bu durum, neredeyse 2 kadın neslin daha cinsiyet eşitsizliğiyle ömrünü tamamlayacağı anlamına geliyor. Cinsiyet eşitsizliğinin yarattığı dezavantajları kendi işinin patronluğuna soyunarak ortadan kaldıran girişimci kadınlar, sanal ofis üzerinden kendi şirketini kurarak dijital dünyanın dinamikleriyle tanışıyor. Bugün çok sayıda şirketin içerisinde bulunduğu dijital dönüşüm süreci, sanal ofisle kendi şirketini kuran girişimci kadınlar için bir dönüşüm değil başlama vuruşu niteliği taşıyor. Sanal ofisin sunduğu ileri teknolojilerin gücüyle dijital bir yolculuğa başlayanlar, elde ettikleri rekabet avantajıyla dev şirketlere bile meydan okuyabiliyor.
Dünyanın geleceğine kalıcı değerler kazandırıyorlar
Sürdürülebilir dünya için karbon salımını azaltma hedefi neyse, cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılmasına yönelik atılan adımlar da daha yaşanılabilir bir dünya inşa etmenin halkalarından birini oluşturuyor. Daha eşitlikçi bir gelecek yaratmak için hükümetlere ve şirketlere büyük iş düşse de kadın girişimciler tek başlarına başarı hikayeleriyle yeni ilhamlar yaratmayı başarıyor. Tek kullanımlık oyuncak kültürünün yaratıcısı olarak aileleri çocuk gelişimine yönelik oyuncaklarla buluşturanlardan, kadınlara teknik beceri kazandırarak yeni rol modeller yaratanlara, dezavantajlı bireylerle onlara destek olmak isteyen gönüllü uzmanları bir araya getirenlerden, sağlıklı beslenme trendinden hareketle glütensiz, vegan, katkısız ve koruyucusuz gıda üreticisi konumlarıyla evlerin mutfaklarına adını yazdıranlara kadar kadın girişimciler edindikleri farklı rollerle seslerini yükseltmeye başladı. Yüzünü toprağa dönen kadınlar da yetiştirdikleri ürünleri dünyanın dört bir yanına ulaştırıyor, organik, biyonik tarım gibi sağlık ve ekoloji odaklı girişimlerle dünyanın geleceğine kalıcı değerler kazandırmanın yollarını arıyor. El emeği göz nuru ürünleriyle kendi markalarını yaratan kadınlar, emeğin gücünün temsilcisi olarak toplumun her kesimi tarafından saygınlık kazanıyor.
Kadın girişimciler nereden başlamalı?
Yoktan var eden, taşı sıksa suyunu çıkaran kadınların bu yetenekleri, iş dünyasının kapılarını aralamaları için yeterli gibi görünse de tek başına yeterli değil! Peki kadınlar nasıl girişimci bir kimlik kazanabilir? İlk etapta ayakları yere sağlam basan bir iş fikri gerektiği kesin! Ancak atomu yeniden keşfetmeye de gerek yok. Bugün ev yapımı yiyeceklerin, kişiye özel el işlerinin ve sağlık içerikli ürünlerin oldukça popüler olduğunu düşünürsek, üreten kadınlar için girişimci olmak hiç de zor değil. Yeteneklerin yol gösterici olduğu iş fikirlerinin çeşitli pazarlama enstrümanlarıyla desteklenmesi, girişimciliğin ana hatlarını oluşturuyor. İş fikrinin belirlenmesinden sonraki aşama, kapsamlı bir araştırma yapmayı gerektiriyor. Benzerleri başta olmak üzere, potansiyel hedef kitleler ve onlara ulaşma yöntemleri hakkında yapılan derinlikli araştırmalar, iş fikirlerine fonksiyonellik getiriyor. Kadın girişimciliği bir yolculuk olarak düşünürsek, ilk aşamalar yola çıkış noktasında yapılan hazırlıklarla geçiyor. Bu noktada yolun süresi, varılacak coğrafya, yol sırasında mola verilecek duraklar hesaba katılarak yapılan planlamalar, iş fikrinin başarısını belirliyor. Hedef pazarların, potansiyel hedef kitlelerin belirlenmesi etkili bir bütçe yönetimi gerektiriyor. Yeterli sermaye gücüne erişmediği için hayata geçirilemeyen iş fikirleri karşısında, KOSGEB tarafından sunulan destekler ve ücretsiz eğitimler kurtarıcı görevi görüyor. İş fikirlerini tüm yönleriyle aktardıkları kapsamlı proje planlarını kolunun altına alan girişimci adaylar, KOSGEB’in kapısını çalarak desteklerden ve hibelerden faydalanabiliyor, ücretsiz eğitimlerle gerekli uzmanlık seviyesine ulaşabiliyor.
KOSGEB destekleriyle ticari hayatta varlık kazanmak mümkün
Peki KOSGEB’in kadın girişimcilere ticari hayata atılabilmeleri için sunduğu desteklerden faydalanmanın şartları neler? Kurum, geliştirdiği Kadın Girişimci Destek Programı kapsamında çeşitli hibe ve teşvikler sunuyor. Bunun için de belirli şartları yerine getirmek gerekiyor. İş fikrinin bütçe, hedef kitle, pazar araştırmalarıyla desteklenerek aktarıldığı kapsamlı iş planları, destek alma şansını da artıyor. Başvurular e-devlet üzerinden ya da İş-Kur ve KOSGEB İl Müdürlüklerinden yapılıyor. Başvurunun ardından mülakat süreci başlıyor. Başvurusu kabul edilenler ücretsiz verilen KOSGEB Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi'ne katılma hakkı elde ediyor. Eğitimleri başarıyla tamamlayanlar sertifikalandırılıyor. İşyeri açmaya hak kazananlar, ilk etapta 50 bin TL’lik hibe desteğinden faydalanabiliyor. Destekler bununla da bitmiyor. KOSGEB 100 bin TL’ye kadar varan geri ödemeli desteklerle de kadın girişimcileri patron koltuğuna oturtuyor.
Kamu, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyasının işbirliğinde sunulan destekler
Kadın girişimciler, kamu, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyasının işbirliğinde geliştirilen destek programlarından faydalanabiliyor. TOBB, TESK, KOSGEB ve bankaların işbirliğinde oluşturulan Kredi Garanti Fonu’ndan sağlanan kredi destekleri, 100 bin TL’yi aşıyor. 2 yıl vadeli olarak verilen kredilerde kadın girişimcilere 5 yılda ödeme imkanı tanınıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da kadın girişimcilere 2 yıl geri ödemesiz, 8 yıl vadeli 15 bin TL faizsiz kredi desteği sunuyor. TOBB Kadın Girişimciler Kurulu, kadın girişimcileri ihtiyaç duydukları eğitimlerle buluştururken, deneyimli girişimcilerle bu işe yeni başlayanları bir araya getirerek iş fikirlerine rehberlik ediyor. Geliştirdiği koçluk sistemiyle deneyimli girişimcilerin finansörlüğünde kadın girişimcileri destekliyor. Kamu ve özel bankaların sunduğu kredi destekleri de uzun vadeli ödemeleriyle iş fikirlerinin olgunlaşmasını hızlandırıyor. Son yıllarda tarım ve gıda sektörüne yönelik iş fikirleri Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’nun (TKDK) hibe destekleriyle varlık kazanabiliyor. Bu yöndeki fikir sahipleri arasında kadınların ağırlığı giderek artıyor. TKDK, Avrupa Birliği tarafından hazırlanan IPARD projesi kapsamında tarım, hayvancılık, seracılık, el sanatları, kırsal turizm ve butik otel gibi yatırımların büyüklüğüne göre hibe desteği veriliyor.
Finansal erişim kadınların hareket alanını genişletiyor
İş fikirlerinin hayata geçirilmesi için finansal erişim sorununu ortadan kaldıran bu destekler, kadın girişimcilerin hareket alanını genişletiyor. Pandemide hızla büyüyen e-ticaret de kadın girişimciler için yeni fırsatlar sunuyor. Ürettiği ürünleri pazaryerlerinde satışa sunan kadınlar, Hepsiburada, Trendyol gibi platformların sunduğu desteklerle kısa sürede markalaşabiliyor. Geçtiğimiz yıl ekim ayında kurulan E-ticaret Kadınlar Kulübü, e-ticaret sektöründe faaliyet göstermeyi hedefleyen kadın girişimcilere yol haritası sunuyor. Platforma üye olan kadınlar 2 ay süren ücretsiz eğitimlere katılarak e-ticarette ihtiyaç duydukları tüm alanlarda kendilerini geliştirme fırsatı buluyor. E-ticarette markalaşma, e-ticaret ekonomisi, e-ticaret altyapılarında dikkat edilmesi gerekenler, e-ticaret yazılımı kurulum ve yönetim süreçleri, pazaryerinde satış yapmak, şirket kuruluş ve vergi uygulamaları, ödeme çözümleri gibi konularda verilen eğitimlerle kadınlar iş fikirlerini dijitalleştiriyor. Pazaryerlerinde ya da kendi kurdukları e-ticaret sitesi üzerinden faaliyete başlayan kadınlar, el emeği göz nuru ürünleriyle ticarette varlık gösterebiliyor.
Sanal ofisler yol arkadaşlığı yapıyor
Hibe ve desteklerle yeterli finansal doygunluğa ulaşan kadın girişimcilerin kendi şirketlerini kurmaları için resmi bir iş adresine sahip olmaları gerekiyor. Finansal destekler kadınlara iş hayatının kapılarını aralasa da resmi bir iş adresi edinmek için ofis kurulumlarının ve aylık giderlerinin yarattığı yüksek maliyetler iş hayatının henüz başlangıcında olan kadınların cesaretlerini kırabiliyor. Çok sayıda girişimciye ev sahipliği yapan sanal ofisler, sıfırdan ofis kurulumlarının fahiş maliyetlerini tümüyle ortadan kaldırarak kadın girişimcilere yol arkadaşlığı yapıyor. İş fikrini aylık oldukça cüzi bütçelerle sanal ofis üzerinden hayata geçiren kadın girişimciler, ticaret hayatında resmi bir kimlik elde edebiliyor. Sanal ofisin resmi iş adresi hizmetinden faydalanarak maliyetlerini kontrol altına alabiliyor. Kazançlarını ofis giderleri yerine gelecek hedeflerine yatırarak işlerini kısa sürede büyütebiliyor, başarı hikayeleriyle yeni ilhamlar yaratabiliyor.
Sanal ofislerle geniş kitlelerle buluşuyorlar
Sanal ofisin resmi iş adresi hizmeti kadın girişimcilere vizyoner bir kimlik de kazandırıyor. Kadınlar iş fikirlerini hayata geçirmek için elde ettikleri finansal kaynakların yanı sıra sanal ofisin sunduğu maliyet tasarrufuyla ulusaldan globale uzanan yeni başarı hikayelerine imza atabiliyor. Sanal ofisin şehrin merkezi lokasyonlarında yer alan adresleri üzerinden hedef kitlelerini genişleterek işlerini geleceğe ulaştırabiliyorlar. Kısa sürede elde ettikleri marka bilinirliği ile girişimci ve üretici kimliklerine yeni halkalar ekleyebiliyor, atölyeler, işletmeler kurarak kadın istihdamını destekleyebiliyorlar. Yarattıkları yeni iş modelleri ile örnek bir kadın dayanışması sergileyerek geleceğin kadın girişimcilerine rol model olabiliyorlar.
Olmadık Ofis’ten kadın girişimcilere 1 ay ücretsiz sanal ofis fırsatı
Finansal destekler ve eğitim programları kadınların iş hayatındaki yerini giderek genişletirken, sanal ofisler sundukları kampanyalarla bu süreci hızlandırıyor. Kadın girişimciler, sanal ofis ve paylaşımlı ofis modellerinin en işlevsel özelliklerini bir araya getirerek sektöre alışılmışın dışında bir sanal ofis deneyimi kazandıran Olmadık Ofis’in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle sunduğu 1 ay ücretsiz ofis kampanyasından faydalanarak hayallerine bir adım daha yaklaşabiliyor. Sanal ofis kiralama hizmetiyle kadın girişimcilerin ayda binlerce lirayı bulan ofis maliyetlerini tek tıkla ortadan kaldıran Olmadık Ofis, şehrin merkezi lokasyonlarında yer alan resmi iş adresi hizmetiyle kadın girişimcilere resmi bir kimlik kazandırıyor. Olmadık Ofis’in sanal ofis hizmetlerinden 1 ay boyunca ücretsiz faydalanabilen kadın girişimciler, etkili maliyet yönetimi gücüne erişebiliyor. Üyelerinin %25’inin kadın girişimcilerin oluşturduğu Olmadık Ofis, sunduğu avantajlarla kadın girişimcilerin markalaşma sürecini hızlandırıyor. Olmadık Ofis ile faturalı, stopajsız ve taahhütsüz bir ofis kiralama imkanına erişen kadın girişimciler, çağrı ve posta yönlendirme, toplantı ve ücretsiz çalışma alanı kullanımı gibi hizmetlerden faydalanarak iş hayatında sağlam adımlarla ilerleyebiliyor. Olmadık Ofis’in sunduğu hizmetlerle yeni başarılara imza atmaya hazırlanırken, Türkiye’nin ilk füzyon içecek mutfağı olan Olmadık Kahveler’i de deneyimleyerek işlerine lezzet ve keyif katabiliyor.
İş hayatında ticari kimlik elde etmek isteyen bir kadın girişimci olarak, bütçenizi ofis kiralarına değil, sektördeki başarınızı artırmaya ayırmak istiyorsanız, Olmadık Ofis’inizi hemen kiralayın!