Sanal ofisler; küçük sermayelerle iş kurmak isteyen girişimciler ya da bağımsız çalışanlar için büyük maliyetler yaratan fiziksel ofis kirası, stopaj giderleri, sabit giderler gibi masrafları sıfırlıyor. Özellikle küresel enflasyonun yüksek olduğu bir dönemde her şeyin maliyeti artarken, girişimcilerin maliyet kontrolünde daha hassas davranması ve kaynaklarını doğru yerlerde kullanması gerekiyor. Sanal ofisler, işte bu noktada enerji ve kira maliyetlerinin de en yüksek seviyelerine ulaştığı bir dönemde şirketleşmek isteyen girişimciler için en uygun çözümü sunmaya devam ediyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ağustos 2022 Tüketici Fiyat Endeksi verisini geçtiğimiz günlerde açıkladı. TÜİK verilerine göre ağustos ayında yıllık enflasyon %80,21 olarak ölçüldü. Bu, kabaca bir yıl önce 100 TL karşılığı satın alınan bir ürünün bugün ancak 180 TL'den alıcı bulabildiğini gösteriyor. Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi verilerine bakıldığında ise aylık artışın %2,41, yıllık artışın %143,75 olduğu görülüyor. Başka bir deyişle geçtiğimiz yıl bu dönemde ürün veya hizmetleri için 100 TL harcama yapması gereken bir üretici, bugün aynı kapasitede üretim gerçekleştirebilmek için 250 TL'ye yakın bir bütçeye ihtiyaç duyuyor.
Türkiye’deki güncel enflasyon verilerine ilişkin kısa bir girişin ardından, bu yazımızın konusuna ilişkin bilgi verebiliriz. Bu yazımızda önce küresel ekonomik görünüme ve enflasyonun küresel çapta nasıl seyrettiğine göz atacağız. Enflasyonun ve Avrupa’daki enerji krizinin enerji ve emtia fiyatlarına etkilerine değinecek, emlak piyasasının bu değişimlerden nasıl etkilendiğini açıklayacağız. Girişimcilerin böyle bir dönemde maliyetleri daha iyi yönetmesinin önemine atıfta bulunup, sanal ofislerin girişimcileri nasıl birçok maliyetten tek seferde kurtardığına odaklanacağız.
Küresel ekonomik görünüm: Enflasyon ve resesyon endişeleri
Enflasyon, bugün yalnızca Türkiye’nin problemi değil. Haziran ayında yıllık %9,1 ile 1981 Kasım’dan bu yana en yüksek enflasyonu kaydeden ABD’nin para politikasında sıkılaşma tedbirleriyle iki ayda ancak 0,6 puanlık bir gerileme yakalayabildiği görülüyor. Avrupa İstatistik Ofisi Eurostat'ın flaş enflasyon rakamları, Euro Bölgesi enflasyonunun ağustos ayında yıllık bazda %9,1 ile yeni bir rekor kırdığını gösteriyor. Almanya, %8,8 yıllık enflasyonuyla 50 yılın en yüksek enflasyonunu yaşıyor. Beklentileri aşan enflasyon rakamları, dünyanın her yerinde yeni norma dönüşmüşe benziyor.
Durum böyle olunca girişimciler, kendi işini yapan freelancer’lar ve bireysel vergi mükellefleri için iş kurmak, yaratıcı fikirleri hayata geçirmek oldukça zorlaşıyor. Zira üretici fiyat endeksinde görüldüğü üzere, dünyanın her yerinde hammaddelerin ve temel hizmetlerin maliyetleri artıyor. Birçok servis sağlayıcı, hizmetlerinin fiyatlarını enflasyona göre düzenliyor. Emlak piyasası da bu gelişmelerden etkileniyor. McKinsey’in enflasyona dair 7 tabloyu derlediği makalesinde, konut fiyatlarının 2022 enflasyon dalgasından önce dahi, 2020’den 2021’e geçişte keskin bir biçimde yükseldiğine dikkat çekiliyor. Türkiye’de emlak piyasasının 2021’in son çeyreğinde %40’lara varan bir yükseliş kaydettiği görülürken, dünyanın birçok ülkesi enflasyonun öncü göstergesi olarak konumlanan emlak piyasasındaki artışların etkilerini yakından yaşıyor.
Bir diğer cephede ise Ukrayna’yı işgal eden Rusya’nın enerjiyi bir politik araca dönüştürmesinin izlerine rastlıyoruz. Avrupa Birliği, en önemli gaz tedarik hatlarından biri olan Kuzey Akım-1’deki akışı kesen Rusya’nın enerji piyasasını manipüle ettiğini söylerken, bölge ülkelerinde enerji krizine ilişkin endişeler artıyor. Akışın yeniden başlamasının belirsiz bir zaman ertelenmesi Avrupa’da doğal gaz fiyatlarını bir günde %30’un üzerinde artırırken, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü ve müttefiklerinin petrolde arz kesintisine gitme kararı da enerji krizini daha ciddi bir tehdit haline getiriyor. Merkez bankaları arka arkaya 50 ve 75 baz puanlık faiz artırımlarıyla para politikasında oldukça sıkı bir politika uygulamayı tercih ediyor. Bu durumun işgücü piyasasını daraltacağı, tüketici talebini düşüreceği ve nihayetinde ekonomik büyümeyi yavaşlatacağı öngörülüyor. Ki bugün, Avrupa’nın en geç 2023’te bir resesyon yaşayacağı kesinleşmişe benziyor.
Çin’de güçleşen iklim koşullarının sebep olduğu üretim kesintileri ve yeniden yükselen COVID-19 vakalarının yeni karantina tedbirlerine yol açması gibi problemler de düşünüldüğünde girişimciler için işler giderek zorlaşıyor. Koşullar bu kadar zorken, iş fikrini güçlü bir biçimde hayata geçirmek isteyen girişimciler için maliyetleri yönetmek çok daha kritik hale geliyor.
Girişimciler için maliyetleri düşürmek neden önemlidir?
Girişimler, çoğunlukla ilk yıllarında kâr etmeme riskini göze alabilmiş, tabiri caizse bir süre “para yakmaya” razı olmuş, maceracı ya da cesur olarak adlandırılabilecek iş insanları tarafından hayata geçiriliyor. İlk aşamda çoğunlukla yakın çevreden veya temel işlerden elde edilen oldukça küçük bütçelerin sermaye olarak kullanıldığı girişim kurma sürecinde harcanan her kuruşun iş modeline katkıda bulunması gerekiyor. Girişimlerin birçoğunun sermaye yönetimindeki yetersizlikten battığı bilinirken, yanlış zamanda yapılacak yanlış harcamalar işin geleceği için hayati olabiliyor.
Çoğunlukla vizyonları konusunda fazlasıyla tutkulu olan girişimciler, fikri hayata geçirebilmek uğruna çoğu zaman harcamaları yeterince önemsemiyor. Enflasyonist baskının hüküm sürdüğü bir ortamda girişimcilerin yapması gereken yegane şey, şirketlerinin finansallarına karşı sağlıklı ve gerçekçi bir tutum sergilemeleri olarak öne çıkıyor. Bu noktada bütçelerin stratejik bir yaklaşımla yeniden ele alınması, gereksiz maliyetlerde kesintiye gidilmesi veya ek maliyet yaratabilecek aksiyonların daha az maliyetli yollarının tercih edilmesi öneriliyor.
Sanal ofisler, şirketleşmek için yasal bir işe adresine ihtiyaç duyan girişimciler için tam da bu noktada bir kurtarıcı vazifesi üstleniyor.
Sanal ofisler yüksek enflasyon döneminde maliyetleri nasıl düşürür?
Türkiye’de fatura kesebilmek için şirket kurmak, şirket kurmak için de yasal bir iş adresi göstermek zorunlu tutuluyor. Yasal iş adreslerinin işyeri statüsündeki gayrimenkuller olması ve bu alanlara şirket sahiplerinin aktif olarak erişilebilmesi bekleniyor. Türkiye’de tamamen yasal olan sanal ofis modeli ortaya çıkmadan önce, şirket kurmak isteyenlerin fiziksel bir alan kiralaması gerekiyordu. Kiranın yanı sıra stopaj gibi ek vergi maliyetleri çıkaran bu durum, kira sözleşmesinde belirtilen zaman aralığında bir taahhütü de beraberinde getiriyordu. Bugün ise bu zorunluluk, sanal ofis kolaylığıyla ortadan kalkıyor ve girişimciler, halihazırda yapmak için fiziksel bir alana ihtiyaç duymadıkları ve uzaktan yürütebildikleri işleri için ofis kiralama derdinden kurtuluyor. Sanal ofislerin girişimcilere sağladığı maliyet avantajları, aşağıdaki maddelerle listelenebiliyor:
1. Sanal ofisler kira, stopaj, taahhüt zorunluluklarını ortadan kaldırıyor.
Sanal ofisler, oldukça küçük sermayelerle iş kurmak isteyen girişimciler ya da bağımsız çalışanlar için büyük maliyetler yaratan fiziksel ofis kirasını ve stopaj maliyetlerini sıfırlıyor. Girişimciler, tamamen yasal bir sözleşmeyle, sanal ofislerini kiralayarak yasal iş adresi olarak gösterebiliyor. İstanbul ve Ankara’daki prestijli lokasyonlarında sanal ofis hizmeti sunan Olmadık Ofis, bu sözleşmelerin her an iptal edilebilmesini de olanaklı kılıyor ve bu sayede şirketler, ofis kiralamak için bir girişim açısından oldukça uzun sayılabilecek 1 yıl gibi taahhütler vermekten kaçınıyor. Ayrıca ofis adresinin prestijli bir lokasyonda olmasını isteyen girişimcilerin ya da serbest çalışanların, bu lokasyonlarında bir ofise sahip olabilmek için daha çok kira ödemesi gerekiyor.
2.Sanal ofisler, ofis işletme maliyetlerini, faturaları sıfırlıyor.
Fiziksel ofisler, işletme sahiplerine fiziksel alanlar sağlasa da bu alanların işletilmesi de ayrıca maliyet yaratıyor. Elektrik, su, internet, doğal gaz, aidat, temizlik gibi maliyetler, ofis aktif olarak kullanılsa da kullanılmasa da girişimler için önemli gider kalemleri olarak bütçedeki gereksiz harcamalara karşılık geliyor. İlk aşamada birkaç kişiyle kurulan girişimlerin veya bağımsız çalışanların tek başlarına yürüttükleri işleri, halihazırda bu ödemeleri yaptıkları evlerinden de tamamlanabiliyor. Sanal ofisler, yasal iş adresi ve sanal ofis hizmetini tek bir abonelik bedeliyle sunuyor. Fatura, aidat gibi gider kalemleri bu sayede ortadan kalkıyor ve girişimler yıllık bazda dikkate değer maliyet avantajları elde ediyor. Diğer yandan ofiste geçirilecek vakitlerde kullanılacak çay, kahve, şeker, atıştırmalık gibi ofis maliyetleri de gider defterinden silinmiş oluyor.
3. Çalışan maliyetleri azalıyor.
Fiziksel ofis kiralayan girişimciler, kişi başına neredeyse 3 bin TL’ye mal olan çalışma alanlarının değerlendirilmesi için çalışanlarını ofise gelmeye zorunlu tutmayı seçebiliyor. Bu durum çalışanlara yol maliyeti ve trafik stresi olarak yansıyor. Geniş perspektifte bir yandan işletmeleri yol ve yemek gibi yan haklar sunmaya mecbur tutan bu durum, çalışanların motivasyon ve üretkenliklerinde de uzun vadede düşüşe sebep oluyor. Bir işletmenin lokomotifinin çalışanlar olduğu düşünüldüğünde, bu gibi duygusal maliyetler, mutlaka finansal sonuçlara da yansıyor. Küresel çapta enflasyonist bir dönemin yaşandığını, tüm ürün ve hizmetlerin maliyetinin her ay en az %1,5 arttığını göz önünde bulundurduğumuzda, bir yıllık süreçte tüm bu maliyetler, bütçelerde giderek büyüyen bir kayba dönüşüyor. Sanal ofis hizmetinin sunduğu en büyük değer, şirket kurmak için gerekli olan yasal iş adresini sağlaması olarak öne çıkıyor. İşletmeler, Olmadık Ofis gibi bir sanal ofis sağlayıcısıyla çalıştıklarında, bir arada çalışmalarını, toplantı yapmalarını gerektiren durumlarda Olmadık Ofis’in prestijli lokasyonlarından yararlanabiliyor. Bunun dışında tüm iş süreçleri, çalışanların refahı için de iyi olduğu görülen bir şekilde, uzaktan yürütülüyor. Sanal ofis maliyetleri nasıl düşürür? başlıklı yazımızda bu konuya dair daha detaylı bilgi edinebilirsiniz.
Olmadık Ofis ile prestijli sanal ofisiniz, yasal iş adresiniz olsun!
Olmadık Ofis, Türkiye'de şirket kurmak için yasal iş adresine ihtiyaç duyan girişimcilere, aynı gün içinde sanal ofis hizmeti sunuyor. Olmadık Ofis'e ulaşan girişimciler, yasal iş adresi olarak Olmadık Ofis’in İstanbul’da Anadolu ve Avrupa yakalarındaki iki farklı lokasyonunu veya Ankara’nın merkezi Çankaya’daki adresi seçebiliyor. Bu sayede Balat, Caddebostan, Çankaya gibi prestijli lokasyonlarda bir yasal iş adresine sahip olabiliyor.
Olmadık Ofis'in Türkiye'de sanal ofis ve yasal iş adresi hizmeti, resmi iş adresi, faturalı, stopajsız ve taahhütsüz ofis kiralama, yasal mevzuata uygun kira sözleşmesi ve prosedürlerle uğraşmadan fatura kesme ve yurt dışından ödeme alma gibi avantajlarla geliyor. Olmadık Ofis'in sanal ofis hizmeti kapsamında çağrı yanıtlama, posta yönlendirme, 7/24 online erişim, ücretsiz ortak çalışma alanı kullanımı ve %50 indirimli toplantı alanı kullanımı hizmetleri de sunuluyor. Kredi kartıyla aylık ödeme yapabilen girişimciler, yıllık peşin ödemelerinde %10 indirim avantajından yararlanabiliyor.
Olmadık Ofis’in İstanbul ve Ankara’daki toplam 3 farklı ve prestijli lokasyonda sunduğu sanal ofis hizmeti, aylık 450 TL + KDV gibi bir abonelik modeliyle yasal iş adresine ve ücretsiz ortak çalışma alanına kavuşma fırsatı tanıyor.
Öte yandan kadın girişimciler, Olmadık Ofis hizmetlerinden 1 ay ücretsiz yararlanabiliyor. Sanal ofis hizmetini Sanal Şirketim adıyla kapsamlı bir pakete dönüştüren Olmadık Ofis'in üyeleri, ürün ve hizmetlerini resmi yükümlülüklerle uğraşmadan faturalandırma şansına da sahip oluyor. Tüm Olmadık Ofis üyeleri, Olmadık Fırsatlar'dan yararlanabilirken, networking olanağı sunan büyük bir topluluğun da parçası haline geliyor. Olmadık Ofis, her yönüyle enflasyonist bir ortamda iş kurmak isteyen girişimcilerin bütçelerini işlerine ve stratejik adımlarına harcamaları için maliyet avantajlı ve tamamen yasal bir çözüm olarak pek çok farklı sektörden şirket ve girişimci tarafından tercih ediliyor.
Şirket kurarken ihtiyaç duyduğunuz yasal iş adresine bir gün içinde kavuşmak için bu sayfadaki formu doldurarak bize talep bırakabilirsiniz.