Bir işte çalışmak mı, girişimci olmak mı? Girişimcilere Sanal Ofis Neler Sunuyor?

Sanal Ofis Blog Maskot

Kariyerinin başında olan, üniversiteden yeni mezun olarak iş arama sürecine giren veya uzun yıllardır iş hayatında olan pek çok kişinin aklından en az bir kez geçmiştir: Bir işte mi çalışmalıyım yoksa girişimci mi olmalıyım? Sanal ofis ve şirket kuruluşu danışmanlığı gibi çözümler, girişimcilerin hayatını kolaylaştırarak şirket kurmayı daha cazip hale getirse de, karar vermeden önce iki seçeneğin her açıdan değerlendirilmesi gerekiyor. Olmadık Ofis olarak kariyerini nasıl şekillendireceğine karar verme aşamasında olanlara yol gösterecek, sanal ofis odaklı bir yazı hazırladık.

Belki üniversiteden henüz mezun oldunuz ya da hâlâ okulunuz devam ediyor ve son sınıftasınız. Üniversite diplomanızı aldığınız andan itibaren uzun yıllar sürecek bir çalışma hayatına atılacaksınız ve iş arama süreçlerine dair endişeleriniz şimdiden başladı. Belki de bir meslek lisesiden mezun oldunuz ve uzmanlığınızı bir işveren için değil, kendiniz için kullanmak istiyorsunuz. Ya da uzun yıllardır kurumsal hayatta çalışıyorsunuz ve profesyonel deneyimleriniz size şu anki işinizdeki yolculuğun sonuna geldiğinizi, başka bir iş aradığınızda da benzer deneyimleri birkaç yıl sonra tekrar yaşayacağınızı söylüyor.

Bu olası senaryoların her biri, günün sonunda “Bir işte çalışmak mı, girişimci olmak mı?” sorusuna çıkıyor. Şirket kuruluşu süreçlerinin kolaylaşması, Türkiye’deki veya dünyanın gelişen ekonomilerindeki girişim ekosistemlerinin yaygınlaşması, bir Instagram hesabının, YouTube kanalının veya bir pazaryerinde açılacak e-ticaret mağazasının hayatınızı idame ettirebileceğiniz geliri üretebilecek duruma gelmesi gibi faktörler, bireysel girişimcilerin sayısını artırıyor. Özellikle genç kuşak, kendilerine ait bir şirkete sıcak bakıyor gibi görünüyor. Microsoft'un ABD'de gerçekleştirdiği bir anket, Z kuşağına mensup her 3 kişiden 2'sinin hâlihazırda kendilerine ait işi olduğunu veya kurmaya niyetinde olduğunu gösteriyor.

Önemli bir karar aşamasındasınız ve vereceğiniz karar sizi —sayfalar dolusu öğrenim ve deneyimi yadsımasak da— ilerleyen dönemde zaman kaybı olarak tanımlayacağınız bir yola yönlendirebilir. Olmadık Ofis olarak bu yazımızda, “Bir işe girmek mi, kendi şirketinizi kurmak mı?” sorusuna yanıt vermenizi kolaylaştıracak şeffaf bir rehber oluşturmayı umuyoruz. Her iki durumun da avantajlarını ve dezavantajlarını özetledikten sonra, bu başlıklar ışığında kendinize sorabileceğiniz ve sizi karara ulaştıracak soruları sıralıyoruz.

Bir işte çalışmanın avantajları ve dezavantajları

Bir işte çalışmanın, herhangi bir şirkette uzmanlığınıza uygun bir pozisyonda görev almanın avantajlarının başını elbette ki düzenli gelir çekiyor. Gelin bu ve diğer avantajları ayrıntılandıralım:

Maaş: Bir şirkette, özellikle kurumsal bir işletmede işe girdiğinizde, yıl boyunca ne kadar zam alacağınız, hangi dönemlerde ücret artışı yaşayacağınız bilgileri önceden belirlenmiştir. Bu da daha fazla finansal istikrar ve garantili gelir anlamına gelir. Öte yandan sigorta gibi yaşam güvenceleri de işvereniniz tarafından karşılanır.

Yan haklar: Kurumsal şirketler, çalışanlarınlarını etkilemek için onlara maaşın yanı sıra yan haklar sunar. Performansa dayalı bonuslar, satışlar üzerinden alınacak primler, izin opsiyonları, eğitim hakkı, dil tazminatı gibi yan haklar, maaş paketinize dahil bir biçimde sunulur.

Terfi: Kurumsal şirketler, periyodik olarak terfi yapar. İşini iyi yapan bir çalışansanız, kısa sürede terfi alarak hem yetki ve sorumluluk alanınızı genişletebilir, hem de daha çok kazanç elde edebilirsiniz.

Yetenek geliştirme: Kurumsal bir işletmenin çalışanıysanız, görev aldığınız ya da alacağınız alanda pek çok eğitime katılabilir, ilerleyen yıllarda yönetici olmanız söz konusu olduğunda liderlik konusunda da kendinizi geliştirebilirsiniz.

Networking: İşyerinizde farklı uzmanlık alanlarından insanlarla çalışırsınız ve bu durum hem kişisel hem de mesleki gelişiminize katkıda bulunur. Ayrıca iş arkadaşlarınız, yeni bir sosyal ortamın kapılarını aralar.

Bu güzel taraflarının yanında, size ait olmayan bir şirkette çalışmak çeşitli dezavantajları da beraberinde getirir.

Çalışma saatleri: Bir şirkette işe geliş ve işten çıkış saatleri bellidir. Öte yandan yoğun dönemlerinde bu saatler, çalışan aleyhine esnetilebilir. Bu da ailenizle veya arkadaşlarınızla ayırabileceğiniz daha az zaman anlamına gelir.

Gelir: Düzenli ve istikrarlı gelir bir avantaj olsa da, bir işyerinde çalışarak kazanacağınız toplam miktar, tüm yan haklar da düşünüldüğünde sabittir ve zam, ücret artışı dışında bunu artırmanın bir yolu yoktur. Öyle ki bu durum, tıpkı ABD’deki her 2 kişiden yaklaşık biri gibi, ek iş, side hustle, pasif gelir kaynağı aramanızı gerektirebilir.

Kontrol: Kendi alanınızla ilgili karar verici bir pozisyonda olsanız bile, verebileceğiniz kararlar sınırlıdır. Bu da tam olarak kontrol sahibi olmanızı ve bildiğiniz gibi yönetmenizi engeller.

Çalışma ortamı: Ne yazık ki bazı işyerleri, toksik bir kültüre sahiptir ve bu da çalışan olarak yaşam kalitenizi düşürür. Bir şirkette çalışmak, yöneticilerinizle, çalışma arkadaşlarınızla sürekli sürtüşme halinde olduğunuz, dedikodunun eksik olmadığı iş ortamıyla karşılaşma olasılığınızı artırır.

Bir startup kurmanın avantajları ve dezavantajları

Bir işte çalışmanın avantaj ve dezavantajlarını başlık başlık sıraladık. Sıra, bir startup kurmanın, girişimci olmanın avantaj ve dezavantajlarına geldi. Evet, tahmin edileceği üzere kendi işinin patronu olmak, pek çok özgürlüğü beraberinde getiriyor:

Çalışma saatleri: Kendi işinizin sahibi olduğunuzda bir ofise gitmek, başkaları tarafından belirlenmiş saat aralıklarında çalışmak gibi zorunluluklarınız ortadan kalkar. Üstelik sanal ofis gibi seçeneklerle yasal iş adresinizi göstererek şirketinizi kurup her gün başka bir yerde, yurt içinde, yurt dışında çalışma olanağına da sahip olursunuz. Bu da neye ne kadar zaman ayıracağınıza dair bir özgürlük verir.

Kontrol: İş kararlarınız, birlikte çalışacağınız insanlar, çalışma lokasyonunuz, stratejiniz ve çok daha fazlası, sizin kararlarınıza bağlıdır. Bu kararları vermek için daha çok şey bilmeniz, bunun için de sürekli kendinizi geliştirmeniz gerekir ki, bu da bir iş sahibi olmanın önemli kazanımlarından biridir.

Potansiyel: Yenilikçi bir iş fikri hayata geçirerek tam zamanlı bir işte çalışarak kazanabileceğinizden çok daha fazlasını kazanabilir, işinizi her dönemde büyüterek aradığınız refaha kavuşabilirsiniz.

Networking: Kendi şirketinizi kurduğunuzda, bir şirkette çalışırken ulaşamacağınız üst düzey yöneticilerle tanışma, arkadaş olma, ortaklık kurma fırsatı yakalarsınız. Elbette üstlendiğiniz sorumluluk da bir işte çalışmaya göre ağırlaşıyor.

Sermaye: Girişimciler çoğunlukla iş fikirlerinin ilk adımlarını yakınlarından, ailelerinden aldıkları kaynaklarla veya kendilerine ait birikimlerle atar. Sonraki adımlarda ise daha büyük sermayelere ihtiyaç duyarsınız. Eğer bir girişim kuruyorsanız, yenilikçi iş fikrinizle sizin gibi onlarcasıyla her gün tanışan yatırımcıları ikna etmeniz, reddedilmeye alışmanız gerekir.

Yoğunluk: İşinizi daha üst seviyeye taşımak, herkesin kendi işini yaptığını bir düzen kuracak seviyeye gelmek için daha ilk günden pek çok sorumluluğu sizin üstlenmeniz, tüm işleri yetiştirmek için de daha çok çalışmanız gerekir.

Gelir: İş fikirlerinin kârlı ve işleyen şirketlere dönüşmesi için zamana ihtiyaç vardır. Sermayeye tam da bu sebeple ihtiyaç duyarsınız, zira işinizin kâr etmesi ve sizin için istikrarlı bir gelir üretmesi aylar alabilir.

Risk: Pandemi gibi olağanüstü durumlar, rakip şirketlerin hamleleri, ekonomik dalgalanmalar gibi unsurlar iş planlarınızı tersine çevirebilir. Doğru zamanda iş modelinizi değiştirmek gibi zorlu kararlar almanız ve aylar boyu inşa ettiğiniz gerçekliği tek bir kararla sıfırlamanız gerekebilir. Eğer çalışan istihdam etmeye başladıysanız, bu sorumluluk daha da büyük olur. Tüm bunlar daha stresli bir iş ortamı ve daha çok uykusuz gece anlamına gelebilir.

Karar verirken kendinize sorabileceğiniz sorular

Önemli bir karar aşamasında olduğunuzu yazımızın ilk paragraflarında da dile getirmiştik. Avantajları ve dezavantajları okudunuz. Bu kararı verme sürecindeyken en doğru sonuca ulaşmak için avantaj ve dezavantajlardan türetilmiş aşağıdaki soruları kendinize sorabilirsiniz.

  • Bir girişim kurmaya karar verirsem, ne kadar nakit paramı riske atacağım?
  • Bu parayı kaybetmeyi göze alabilir miyim?
  • İstikrarlı bir gelir elde edene ve büyüme yolculuğuma başlayan kadar ne kadar zamana ihtiyacım var?
  • Bu süre boyunca, bu işe zaman ayıracak gücüm, zamanım ve enerjim var mı?
  • Fiziksel ve zihinsel sağlığım bu sürece dayanabilecek mi?
  • Bu iş fikrinin başarı şansı nedir?
  • İşim tutmazsa, başarısız olursa, profesyonel bir kariyere dönebilir miyim?

Kararınız girişimci olmaksa…

Sorulara verdiğiniz yanıtları çok merak ediyoruz! Eğer bütün yollar bir işe girip çalışmak yerine kendi işinizi kurmaya, şirketleşmeye, girişimci olmaya çıkıyorsa, Olmadık Ofis’le tanışmanızın zamanı geldi. Olmadık Ofis olarak işinizi inşa ederken ofis maliyetlerini düşünmemenizi sağlamak, şirket kuruluşu sürecinde yasal iş adresi gösterme ihtiyacınıza hesaplı bir çözüm bulmak için İstanbul'da 2 lokasyonda sanal ofis ile ofis hizmetlerinizi yönetmek için buradayız.

Şirketinizi Türkiye'de kurmak istiyorsanız size İstanbul'un prestijli semtlerinde sanal ofisle yasal iş adresi sağlıyor, ortak çalışma alanlarımızla ofis giderlerinizi sıfırlıyor, yasal mevzuata uygun kira sözleşmesi sunarak yasal iş adresi gösterme ihtiyacınıza taahhütsüz, faturalı ve stopajsız bir çözüm sunuyoruz.

Hizmetlerimize ilişkin ayrıntılı bilgi almak için bizimle buradan iletişime geçebilirsiniz.